11 Eylül 2009 Cuma

Tel Örgülerin Arkasında Son Cuma


Son yazılarım hep sonları saymakla geçiyor. Az önce 22 Cumayı kapsayan askerlik hayatımın son Cumasını eda edebildim. Gelmeden önce Rabbimden yoğun bir şekilde temenni ettiğim, ibadet özgürlüğüme zarar gelmeden vatani görevimi tamamlayabilmekti. Bu konuda umduğumdan çok daha fazlası nasip oldu. Bundan dolayı çok şükür etmeliyim.

Salı gecesi Kadir gecesi. Dün gece 2-4 nöbetinde ayın 1/4 halini görünce içim ürperiverdi. Ay, bizim için kendini bitip tüketiyor sanki.

Konya bile dönüşümüzü heyecan ile bekliyor ki dün gece iki mübarek vakitte heyecanını dışa vurmuş bile.(4.7lik depremler) Şehirlerin doğallıkları ile kendim arasında biraz fazla bağ kuruyorum bu aralar. Sanki bütün olayların benimle bir ilişkisi varmış gibi gelmeye başladı. 5 aydır "kuşa bak" masalı ile kandırmadık mı biz kendimizi sanki!

Bilader öğleden önce yola çıkmış. Tüm yol ve hava muhalefetlerine rağmen babamlar -hakları ödenemez- oğullarının hatrını kırmadılar ve -gönülleri tam razı olamasa da- tek başına yolcu ettiler. İnşallah Sami yüzümüzü kara çıkarmayacaktır.

Hafta sonu Cumartesi görevli olacağım. Muhtemelen yine bilgisayar başında geçecek. Pazar ise İstanbul'a veda turu atacağım. Arabam ile buluşacağım. Bu benim 5 aydır ayrı kaldıklarımdan ilk hasret gidereceğim obje olacak. Ama bu obje beni asıl hasret kaldıklarıma en hızlı ve konforlu şekilde ulaştıracak inş.

Ve Şafak 5, Bir elin parmakları kadar yani...