31 Ağustos 2009 Pazartesi

İstanbul'dan ayrılmadan 2 hafta öncesi

İstiklal'de açık büfe sabah kahvaltısı, Galata'dan aşağı inerek köprüden Eminönüne geçiş. Sonra Eyüp Sultan ziyareti için Eyüp'e gidiş. Ardından Necip Fazıl, Esat Çoşan, Fevzi Paşa ziyaretleri ile Pierre Loti'ye varış. 1 bardak soğukluk ile Haliç'in güzelliklerine hayran hayran bakışlar... Sonra Fatih geçip, Sultanı ziyaret. İsmail Ağa'da öğlen namazı ve tilavete katılış. Sonra taksi ile Sirkeciye, oradan Vapur sefası ile Üsküdar'a. Hüdayi hazretlerinin ziyareti ile Beşiktaş'a geri dönüş. Ortaköy'de bir bank üzerinden denizin ve gemilerin ritmini izleyiş...

Bir Cumartesi gününe sığdırdığım İstanbul günlüğümdü bunlar. Artık sonlarını yaşadığım İstanbul ve Askerlik günlerimin sıkıştırılmış ziyaret tirafiğiydi bunlar. Ramazan da oruçsuz olmak utancını bir nebze azaltmak adına belkide...

Oğlumun akşamüstü evdekilere yaşattıkları - dayısıgilde apartman turuna habersiz çıkışı- bir an yüreğimizi ağzımıza getirmedi değil. Ama aynı gün içinde benim de telefon ile aramamış olmam annesini çok daha fazla yıpratmış. 5 aydır ilk defa bu kadar acıklı bir ses tonu duydum ahizeden gelen. İçim cız etti, ama başka da bir şey diyemedim, yapamadım...Dönüşte telafi edeceğim çok görevler var.

Şimdi son 16 güne girdik. Bugün çıkış tarihlerimiz resmen ilan edilecekmiş. Etliye sütlüye karışmadan, sağ salim bitiriz inşallah.

28 Ağustos 2009 Cuma

Şafak gündemi

Eveeet Şafak 19 dedi. Rakamlar küçüldükçe küçülüyor, günler bitip gidiyor. Askerlik bitti bitiyor.
Bu hafta da çok da zorlanmadan geçti gidiyor. Vuslata, özgürlüğe her geçen gün daha da yaklaşıyoruz. Geçmez derken, bitmez derken giden günler. 138 günü ardımızda bırakmışız bile.

Dün akşam yine bir ilk yaşadım askerlik hayatımda. Akşam ictimasında bir grup yemekhaneye seçildik. Ve sanırım ilk ve son defa yemekhanede fasülye ayıklama seramonisine iştirak ettim. Yaklaşık 70 kilo, 3 çuval fasülyeyi -ki bu 600 erin öğlen menüsü- 20 kişi 40 dakikada falan ayıkladık. Geldiğimden beri yemekhanede bulunmamaya azami özen göstermiştim. Nedeni ise görebileceğim olumsuz bir görüntünün iştahıma verebileceği zararlar ve bir asker hayatı boyunca bisküviye mahkum olabilme korkusu idi. Ancak dün gördüm ki sistem oldukça temiz işliyor. Yeni nesil mutfak gereçleri gayet kullanışlı ve temiz.

2 gün önce babamı da ikna ettim. Kardeşim Sami ayın 12sinde okul kaydı için İstanbul'a geliyormuş. Bir aksilik olmaz ise gelirken bizim arabayı da getirecek. Böylece 17 Eylül sabahı nizamiyeden çıkar çıkmaz ver elini Konyam diyebileceğim. Bu da ne güzel bir lütuf. Hedefim ise iftar öncesinde sevdiklerime, sonrasında ise Kapu camiindeki hatime yetişebilmek. İnşallah niyet hayır, akıbet hayır olur.

Bugün çarşı günlerini öğreneceğiz gene. Tahminime göre yarın dışarda olacağım. Ramazan nedeni ile kimseyi yormayı düşünmüyorum. Bakalım...Zaten artık çarşıları da iple çekmez oldum. Bitse de gitsek moduna girdik iyice.

26 Ağustos 2009 Çarşamba

Değişen Duygularım...

Son günlerde hislerimin değiştiğini düşünüyorum. Çile dönemimizin sonuna geldiğimizi farketmemizden de olsa gerek hem duygularımda, hem düşüncelerimde hem de hareket ve fiillerimde değişimler olmaya başladı.
1 hafta öncesine kadar ki yaşadığım hisler kaybolup yerine, yakın bir tarihte buralardan ayrılıp gidebilecek olmanın rahatlığını hissettiğim rahatlatıcı duygular oluşmaya başladı zihnimde. Her ne olursa olsun artık gidebileceğime olan inanç içimde güzel bir huzur oluşturmaya başladı. Belki 88/2 tertiplerin nizamiyeleri boşaltması ile herkesin yolcu olarak bize odaklanmasının da bunda etkisi vardır. Çay ocağında çalışan Cüneyt gideli 21 gün olmuş. Daha dün gibi aklımda uğurladığımız gün. Ne çabuk geçmiş yani. Benim şafağımda bugün 21. Yani iki eşit rakamı kıyaslayınca ister istemez bir huzur geliyor içime.

Artık Konya ile yaptığım telefon görüşmelerimde dönüş ve sonrasındaki planlarımıza dair detaylı konuşmalara başladık. Çevremde bir çok arkadaş çoktan yol biletlerini bile aldılar. Hergün ona bakarak ne konuşmalar geçiyor aramızda!

Nöbetlerde döndükten sonra neler yapacağımız, yeniden döneceğimiz hayatın neler getireceğine dair planlarımızı konuşuyoruz, tartışıyoruz.

Kalbimde oluşan yangınlar bile bu aralar garip bir hal aldı. Leylasına kavuşabilme ihtimalini gören Mecnun misali, içim huzur ile dolmaya başladı.

Ramazan...
İşte 1 haftadır içimdeki sızlayan acı...Oruç tutamamak ne kadar zor bir duygu, yaRabbim! Kalbim çok buruk, yazmak bile istemiyorum. İnşallah bu ilk ve son olur...

Son 3 hafta,
son 21 gün
son 3 çarşı,
son
son
son

Askerlik bitiyor...
Hayata geri dönmeye az kaldı...

24 Ağustos 2009 Pazartesi

Böyle Ramazanlarda Varmış Nasipte


Ramazan ile birlikte günlerin anlamı ve geçişi, askerlerin duruşları da değişim göstermeye başladı. Sahurlar, iftarlar şimdilik izdihamlı bir şekilde icra ediliyor. Tahminlerimden çok fazla asker oruç tutyor. Nöbetler,mıntıkalar ve gün içindeki yoğunluklara rağmen bu cesareti bulabilmeleri ve bunu da başarabilmeleri Türk milletinin dinine olan sıkı bağlarının bir göstergesi aslında. Her nekadar namaz konusunda hassasiyetlerimizi yitirmiş olsak da oruç hala insanımızın vazgeçilmezi.

Ben ise hala o cesareti kendimde bulamadığım için Ramazanın eşsiz bereketinden faydalanamıyorum. 4 günü geride kalan Ramazan'da henüz oruç tutabilmiş değilim. Durumlar bunun ay sonuna kadar böyle gideceğini gösteriyor. Bu da beni psikolojik olarak yıpratıyor. Kendimi bildim bileli ilk defa göz göre göre oruç yiyorum! Aman yaRabbi!!!

Tüm bunlara rağmen Pazar günü çarşıda idim. Sabah Dolmabahçe sarayı gezisi, ardından Ortaköy sahilde kumpir keyfinden sonra Beşiktaş Sinan Paşa'da öğle molası ile mukabeleye katıldım. Sonrasında Şişli'de Cevahir alışveriş merkezinde dolandım. Adını unuttuğum bir gerilim filmi izledikten sonra tantuni ve künefemi Rumi'de yiyerek gelmek zorunda olduğum yere döndüm.

Artık İstanbul sokakları anlamsızlaştı benim için...Böyle olacağını, imtihan edileceğimi hiç düşünmemiştim İstanbul ile. Ama şimdi biran önce gitmek istiyorum, en azından şimdilik. Askerlik sonrası iş imkanlarını bile araştırmadan uzaklaşmak istiyorum. Bu nasıl bir duygu anlam veremiyorum, ama gerçekler böyle. Sevgilerin sırasına göre baskınlığı ve eziciliği de değişiyormuş demekki...

Şimdi son 23 günü sayıyoruz, teravihleri, iftar ve sahurları olamayan, sevdiklerden uzakta bir Ramazan ayını askerliğin son günleri olarak geçirerek...

Sevdiklerim, siz rahat rahat iftarınızı yapın, sahurlara kalkın, ben nöbetlerde sizi düşünerek, vatan görevimi sürdüreceğim...Sonra bayramı birlikte yaparız...

21 Ağustos 2009 Cuma

Hoşgeldin Ramazan...

Ve sonunda beklediğimiz ay geldi. Artık Ramazan bizim gidişimizin teminatıdır.

Dün gece 12-02 nöbetinden geri döndüğümde sahur için yemekhanenin açılmış olduğunu gördüm. Bugüne ait öğle ve sabah menüsünü sahurda birlikte takdim ediyorlar. Henüz 2.30 olduğu için çok az sayıda asker ile ilk sahurumuzu yaptık. Söylediklerine göre her iki askerden birisi listelere adını yazdırmış kalkmak için. Ama yine eskiden beri görevli sivil memurlara göre bu sayı 1 hafta sonra çok ciddi biçimde azalacakmış. Buruk geçeceğini çok da ne olduğunu anlamıyacağımız bir Ramazan bekliyor bizi burada.
Akşam nöbet nedeni ile teravih saatini de uykuda geçirdim. İlk akşamdan teravih aksatmaya başladık yani.

Sanırım burada Ramazan ayı boyunca farklı güzel ve özel izlenimler elde edeceğim. Ordumuzun ve askerlerimizin oruca ve orucluya olan saygısını daha ilk günden görebildiğim gibi...

Ve Şafak mevzusu... Bu hafta hiç yazmak bile istemedim nedense. Buralar artık iyice anlamsızlaşmaya başladı. Bitse de gitsek artık...

Ramazan ile birlikte çarşılarda farklı bir boyuta geçmiş olacak. Hafta sonu ilk deneyimi yaşayacağız. Rabbim bu sıcakta orucunu tam tutabilen askerlerin yardımcısı olsun, kolay kılsın.
Bizleri de sevdiklerimize hayırlısı ile kavuştursun...amin...

17 Ağustos 2009 Pazartesi

Son 1 Ay

Son viraja giriyoruz. Bugünden itibaren günleri 1 kere yaşayacağız. Bugün son 17. Gelecek ay bugün yollarda olacağız inş.

Bir hafta daha geride kaldı, geride ise 4,5 hafta bizi bekliyor. Hafta sonu cezalıyız diye dışarı salınmamıştık, ama sonradan öğrendiğimize göre pekakanın kuruluş yıldönümü kutlamaları nedeni ile kimseyi salmamışlar. Tepki olmasın diye de böyle bir kılıf buldular demekki.

Geçmişteki hafta sonlarına göre daha rahat idik. Önceleri haftasonu içerde kalmak demek, mıntıkadan mıntıkaya koşturmak demekti. Bu hafta ise 89/2 lerin gelmesinin de etkisi ile zamanımızı kendimiz değerlendirebildik. Sona yaklaşmış olmamız, biraz daha rahat davranabilmemizi sağlıyor açıkcası. Tabii bu rahatlık zarar olarak dönmediği müddetçe sorun yok!

1 haftadır gece kule nöbetlerine çıkıyorum. Ara vermiş olmam, sıkıcılığını unutmama vesile olmuş. Tek sorun uyku. Uyku sistemini iyi yönetebilirseniz nöbetler çok yıpratmıyor. Gün içinde ufak kaçamaklar bu çözümlerden birisi.

Ramazan için liste toplandı, oruç tutacaklar için. Ben malesef kendime güvenemedim ve dahil olamadım. İnşallah döndükten sonra borçlarımı eda edeceğim.

Kalbimizdeki hasret, özlem her geçen gün daha da artıyor. Artık bitsin de ailemize, sevenlerimize ulaşalım istiyoruz. Ama vakti saati gelmeden hiç bir şey olamıyor. Bir ay daha sabır... Zaten bu askerlik sabır imtihanı için güzel bir uygulama...

14 Ağustos 2009 Cuma

Bir Asker Mektubu Örneği...

Sevgili Sevgilim Sevgi ,
Beni rahatta dinle . . . !

Kalbimin nizamiyesine ilk uğradığın gün istikam apoleti mavisi gözlerinle, Tabur filaması gibi dalgalanan sarı saçlarınla beni büyüledin . . ,

BeNi gezden , gözden , kalbimin alt kenar ortasından vurdun. Ama üç köşe teşkilin 3 cm’ye giremediği için görev yapamadın. Sevgilim sensiz geçen günler çok acı verici , kamp günlerinde denizden çıktıktan sonra ıslak ıslak, mayoyla , dikenlerin arasında sürünmek bile daha rahattı . Seni düşünmekten gözlerime uyku girmiyor . İnan bana konferanslarda bile uyuyamıyorum . Sabah kahvaltı yapamıyorum ; çünkü seni düşünüyorum, öğlen yemek yiyemiyorum ; çünkü seni düşünüyorum, akşam yemek yiyemiyorum ; çünkü seni düşünüyorum, gece uyuyamıyorum çünkü açım . . .

Sen yanımda yokken resmine bakıp avunuyorum. Hatta yazılıda başkalarının sınav kağıdına bile, resmine baktığım kadar bakamıyorum. Yemin ederim ki seni, 10-11 nöbetinden bi,le daha çok seviyorum. Sana olan aşkım o kadar büyük, öyle ki diger aşklar sana olan aşkımın yanında hazırlık sınıfı gibi kalıyor. Biliyorum sana karşı bir hata yaptım ; ama bir daha tekrar etmeyecektir. Eğer ivedi olarak bana dönersen 3 hafta sonuna bile razıyım . . .

Sevgilim mektubuma istemedende olsa son veriyorum. Buluşacağımız yeri ve zamanı sana bırakıyorum. Benim için fark etmez çünkü her yer vatan toprağıdır. Şunu bilmeni istiyorum ki bizim aşkımız sağ baştakiler ileriye baktığı sürece devam edecektir. Sağol çekmene gerek yok . Bu haftaki egitim ve öğretimlerinde başarılar diler, gözlerinden öperim.

EmiR KomuTa anne ve babanda

Bu hafta sonu da içerdeyiz

Geldim geleli 4 hafta üst üste çıkmışlığım olamadı. 3 hafta rekorunu geçen hafta kırabilmiştim ama 4. hafta nasip olamadan kesildi. Her çıkartılmamamın sebebi toplu cezalar. Yani başından beri en çok korktuğum husus. İtiraz edemiyorsun, sen istediğin kadar dikkatli ol , genele verilen bir cezaya katlanmak zorundasın. Bu hafta da bizim koğuş hariç diğerleri düzenli olmadığı için aldık cezayı. Geriye 4 hafta daha kaldı. Hepside Ramazan ayı içinde geçecek. Yani durumlar zor...

Haftasonu muhtemelen mıntıka ile vakit geçireceğiz. Hafta başı akademi komutanı devir teslimi olacağına göre buraların ziyaretçisi çok olur. Bu da bize iş demek. Ellerde süpürge, tırmık,faraş akademiyi dolaşacağız.

Artık gitme heyecanı sardı bizim tertipleri. Belki de o yüzden bu hafta çıkmamamız o kadar sorun olarak görülmüyor aramızda. Bu hafta geçen 4 5 haftadan daha ağır geçiyor. Sanki yeni gelmişiz gibi olaylar ile karşılaşıyorum. Üst üste 2 gün hiç yapmadığım bir işi yaptım. Piyango bana vurdu ki, mutfak temizliği yaptım. Tabi emir altındayız sonuna kadar.

Sonunda bölük komutanımız bugün göreve başladı. Geldiğimden beri 6 komutan gördüm bölüğün başında. Sahipsizlik de bize bu kadar çok cezanın verilmesinin nedenlerinde biri gibime geliyor.

Pazartesi son 1 ay için geri sayıma başlayacağım. Son viraja girmek üzereyim. Rabbimden duam odur ki sabrımı daim kılmasıdır. Hata yapmadan şu vatani görevimi bitirip, sevdiklerime ulaşayım.

Hep aynı duygular...

Takip ettiğim o meşhur forum-donanimhaber- sitesinde 329ların arkasından yazılan bir kaç yazı... Hep aynı duygular, hep aynı yakarışlar... Acılar...

"eşimi daha yeni gönderdik 1. mknze p. tugayı doğubeyzıt ağrı'ya. çok zor geliyor sanki şuan nefes alamıyor da öylesine yaşıyorum ağlamaktan gözlerim şişti.Allah askerlere ve onların ailesine yardım etsin. evden gidince bi sessizlik çöktü eve zaten pek de kimsem yoktu o da gitti beni yalnızlık kapladı. Yalnızlık Allah'a mahsustur derler di ama demekki kulları da yalnız kalbiliyormuş. "


"
emin olun geride kalana daha zor geliyor.oturdugu yere bakamıyorum.sevdigi yemekleri yiyemiyorum.her telefona her kapıya oğlum baba diye kosuyo o cok üzüyo özellikle.alıskanlık oldu acıyorum forumu kimse bisey yazmıyo artık . esim önceki aksam gülerek artık size emanet forum diyerek kapatmıstı,bende acıp bakıyorum iste teselli buluyorum yalnız olmadıgımı gördükce"

"
bende asker eşiyim artık bu forumu okumak cevap yazmak alışkanlık olmuştu. hala sanki o varmış gibi bakıyorum.giderken çıkardığı tişörtüyle uyuyorum gece olunca ne kadar etrafında insan da olsa koca bir düğüm sıkıştırıyor insanın boğazını hem onlara hem bize allah sabırlar versin tez vakitte bitsin inşallah"

"bende kızıyla birlikte geride kalan ve gün saymaya başlayan eşim...bence en az onlar kadar bizim de sabıra ve desteğe ihtiyacımız var değil mi?... ha bide şu boğaza oturan düğüm var ya o daha geçmedi benim. biri sorunca o düğüm gözyaşı olarak akıyor gözpınarlarımdan ve sonra yenisi oturuyor..."

"ben eloozgur ün eşiyim eşim mardin de askerlik yapıyor. ilk günler hem benim hem de onun için zordu. o yeni bir ortama alışmaya çalışırken bende her zil çalışında onun gelmeyeceğini anladım.Eim de çok zor şartlarda askerlik yapıyor eğitim yaptıkları alanda şimdi de zor onu çooooooooooooooook özledim. gün geçtikçe ağlamamayı her ağladığımda onu acı çektirdiğimi farkettim ve artık dimdik ayaktayım. Onun ne kadar değerli olduğunu , her sabah uyandığımda yüzünü görmenin bile ne kadar değerli olduğunu ve iyi ki bu adamı tanımışım sevmişim demenin güzelliğini de yaşıyorum. Eşimin yemin töreni 28 ağustos cuma günü biletlerimizi aldık ona allah izin verirse kavuşacağım. Özgürüm, zeytinim seni çooooooooooooooook özledim. İyi ki varsın canım."

13 Ağustos 2009 Perşembe

34 : İstanbul.... Anlamlı Şafak...



Geri saymaya devam ettiğimiz günlerdeyiz. Bu günler aynı zamanda zorlanmaların da arttığı günler. Rutinleşen ve can sıkan günler. Çevremizdeki birçok askere göre imrenilen bir şafak sayısı. Hala şafağını saymaya cesaret edemeyen 88/4, 89/1 ve 89/2 ler çevremizde iken bizlerin kalan 1 ay için acındırık olmamız çok da onlara inandırıcı gelmiyor. Ama içerde geçen 1 günün bile aynı değerde olduğunu şu günlerde teskere almaya çalışan 88/2 ler çok iyi anlıyorlar.

Bugün şafak sayım itibari ile benim gibiler için basit anlamlı bir gün. İstanbul'da askeriz ve şafak İstanbul plakasında. Bu kadar basitliği dışında da bir özelliği yok.

Dün Küçükyalı'ya araç görevine gittim. 329. dönemlerin teslim oluşlarına bizzat şahit oldum. 4 ay önceki kendi halimi gördüm. Heyecanlandım doğrusu, hatta orada buruk bir şekilde bakınan birilerine kötü ve anlamlı bir gülücük attım. Askeri jargon ile 'askerliğiniz çok!' der gibi birşey yani. Şimdi onlar 'ulen nereye düştük böyle' diyorlardır. 4lü yapmayı öğrenmişlerdir tahmin ediyorum.

Donanimhaber forumlarında takip ettiğim 329ların biranda sitede sesleri kesiliverdi. Geride sadece eşini askere gönderen bayanlar kaldı. Birkaçının acıklı entryleri içimi çok burktu. Eşinin son giydiği tshirt e sarılmış ve geceyi onu koklayarak geçirmiş.Şimdiden geri saymaya başlamışlar. Merak ve özlem ile içinin yangınından bahsetmiş. Ne kadar da benzer şeyler yaşanıyor demekki. Bizde 4 ayı geride bıraktık. Aynı hissiyatları yaşadığımız 4 ay var ardımızda kalan. Onların gelişi bizim gideceğimizin birer belgesi niteliğinde.

Ha bir de dün yine bizim yazıhanede terhis işlemlerimizi başlatmışlar. Bu da güzel bir haber. Ne günlere eriştik ya Rabbim... 17 Eylül tarihi kesinleşti inş.

Olsun bitecek, bitecek...
Diye diye bitecek...
Sonra güllerime kavuşacağım...

12 Ağustos 2009 Çarşamba

Şafak 35

Zor günler, çok zor...
Sevdiğimden ayrı
Sevenlerden ayrı
Şafak saymak çok zor

10 Ağustos 2009 Pazartesi

Rüya Bitti Kabuslar Devam Ediyor

Hafta sonu rüya gibiydi, geldi gitti.
Geldikleri gibi gittiler...

2 gün boyunca özlem duyduklarım ile kısa süreli hasret giderme şansını elde ettim. Geçmeyen saatler, akmayan dakikalar hafta sonu öyle çabuk geçiyor ki insan algılayamıyor. Hasret yangınlarımın heryanımı sardığı son günlerde bu görüşmeler, ziyaretler bir nebze de olsa iyi geldi. Son 1 aya girerken aldığım bu enerji takviyesi çok iyi oldu. Her ne kadar ayrılık acısını bir kez daha tatmak zorunda kalmış olsamda...

Buluşma heyecanı ile geçen bir haftanın ardından, ayrılık hüznü ile geçecek bir hafta başladı. Bu ayrılığın diğerlerinden farkı ise son olduğunu hissedebilmemiz. İnşallah bu sefer buluşma yerimize ben gideceğim. Hem de geri dönmemek üzere.

Babam sağolsun. Bir kere daha getirdi eşimi oğlumu,anamı, kardeşimi... Sırf gönlüm olsun diye...Hakkını nasıl öderim ben babacığım...

Bugün 329.KD ler yerlerini öğrendiler. Şimdi bacaları ateşe sarılacak olanlar Onlar. Biz ise Onların biran önce usta olmalarını bekliyor olacağız. Son 37 güne girerken kalbim acılar içinde kalmaya devam etse de beynimim emirleri ile umudumu yitirmeyeceğim... Ve bu şehirde bir daha böyle yalnız kalmayacağım...

7 Ağustos 2009 Cuma

Bu Hafta Çift Çarşı

Bir hafta sonu daha geldi. Bu hafta sonu geçen 5 tanesinden faha özel bir hafta sonu olacak. Eşim, oğlum, annem, babam, kardeşlerim ziyaretime geliyorlar çünkü. İş bu nedenle vekil bölük komutanından hafta ortasında çift çarşı talep ettim, sağolsunlar zorluk çıkarmadan talebimi olumlu karşıladılar.

Hafta sonu eğlenceli ve moralli geçecek inşallah. 120 gündür askerim ve ortalama her 5-6 haftada bir eşim ve ailemle görüşme imkanı buldum. Bu ara kısa buluşmalar bana fazlaca enerji kaynağı oldu. İnşallah bu son defa onları buralara kadar yoruşum olacak. Bundan sonrasında sıra bende inş :)

Ramazan bayramını sevdiklerim ile birlikte geçirebilme düşüncesi beni arada izin kullanmama mecburiyetine itti. Babam için biraz pahalıya mal olacak olsa da buna değecek inşallah. Anneme siz hele bir gelin,ben size her hafta torununuzu ayağınıza getiririm şeklinde naz makamında konuşunca sağolsunlar yelkenleri suya indirip yola koyuldular. Onların haklarını ödeyemem. Hala üstlerine yük oluyoruz. Canım anne babam...

Son çeyreğe giriyoruz. Bu enerji ile umut ve sabrımı 5 hafta daha ayakta ve zinde tutacağım inş.

5 Ağustos 2009 Çarşamba

42 BEY 42

Şafak VATAN dedi.

Şafak haritamızı karalaya karalaya Konya'mıza kadar geldik. Bugün Şafak VATAN dedi. Çavuşlar da bey oldular. Ben de böyle bir resim buldum internetten :)

88/2 tertipler bölükleri boşaltmaya devam ederken 89/2 ler boşalan yerleri dolduruyorlar. 329lar heyecan içinde sınav sonuçlarını bekliyorlar. Bizde Onların gelişi. Öyle bir sistem kurulmuş ki tıkır tıkır işliyor. Birileri kapıdan girerken diğerleri çıkıyor. Koca Türk ordusu herkesin ufak adımları ile büyük bir çark gibi işliyor yani.

Bugün Beraat kandili. Burada kandiller çok da renkli yada farklı geçmiyor. Normal günlerden ayıran bir durum göremiyoruz. Bakalım Ramazan nasıl olacak. Yaz aylarında oruç zordur. Bir de askerliğin ekstraları eklenince nasıl olacak kestiremiyoruz.

6 hafta var bizi bekleyen, devirmemiz gereken. Sabır ve titizlikle bu 42 günü de geçirmeliyim. Allah'a çok şükür güzel bir şekilde bu günlere ulaştım. İnşallah aynı güzellikte sona da erişirim.

Şimdi hafta sonu Konya'dan gelecek sevdiklerime kavuşma heyecanını yaşama zamanı...

3 Ağustos 2009 Pazartesi

Yeni Heyecanları ile Ağustos


Dertlerimize DERMANlar geliyor..

3 günü geride kaldı bile. 329.kısa dönemler artık resmen askerler. TSK çatısı altında artık yalnız değiliz. Forumlardan takip ettiğim kadarı ile oldukça kalabalık bir grup gelecek bu dönem. Mayıs ayındaki uzun-kısa dönem polemiklerinin etkisi ile bir çok kişi tecil bozdurup apar topar geliyor anlaşılan. Dertlerimize DERMANlar geliyor..

Ağustos ayında da yine kısa mesafeli hedeflere odaklanarak günlerimi geçireceğim. Kendimi 4 aydır bu şekilde avutmuştum.Bu taktiği sevdim. Önümüzdeki birbuçuk ay da aynı taktiğe devam...

Çarşamba günü şafak 42, yani vatan. Aynı zamanda berat kandili.
Cumartesi eşim, oğlum, annem, babam,kardeşlerim ile görüşeceğim.
12sinde yeni kısalar teslim olacaklar.
17sinde son 1 ay diyeceğiz. Günleri tekrar saymayacağız.
21inde Ramazan başlıyor. Ramazan başlıbaşına bereket ve güzellikler getirecek.

İlk bakıştaki odaklanacağım hedefler bunlar. Uzun yolu bu kısa mesafelere odaklanarak aşacağım inşallah. Böylelikle sevdiklerime, hasret kaldıklarıma ulaşma azmimi, heyecanımı,sabrımı kaybetmeyeceğim.

Umut ile göreve devam...