24 Temmuz 2009 Cuma

Yine Cuma Yine Heyecan


3 haftadır tel örgüler arkasındayım. Dün son saatlerdeki araç görevini saymaz isek İstanbulda askerlik yaptığımı unuttum diyebiliriz. Geçen hafta bölük komutanı Cuma akşam mesai bitiminde benim gibi 8 10 kişinin daha çarşısını kesmişti. Bu hafta da benzer bir olayın yaşanmaması için bize düşen görevleri fazlası ile yerine getirdik. İnşallah bir aksilik olmaz ise yarın İstanbul sokaklarında 8 10 saat geçireceğim. Bu minik, ufacık özgürlük bize umutlarımızı canlı tutabilmemiz için sunulan bir reklam filmi gibi. Hayatın olanca hızı ve güzelliği/çirkinliği ile aktığını, ve zamanımız dolduğunda bu akışa yeniden dahil olacağımızı bu kısa saatler içinde görebiliyoruz.

Asker için çarşı tabiri küçük yerlerde askerlik yapanlar için geçerli olsa gerek. Ama izin defterlerinin adı bile çarşı defteri diye geçiyor, yani resmi litaratüre girmiş bir kavram çarşı.

İstanbul'da çarşının içini ise 0nlarca farklı etkinlik ile doldurabilirsiniz. Yaz günleri denize gidenler, taksimde volta atanlar, sinemada, ataride,internette vakit öldürenler, boğaza nazır çay keyfi yapanlar, ücretsiz olmasını fırsat bilip tarihi şehirin müze,saray vs. güzelliklerini gezenler, akraba eş dost ziyaretine gidenler, vapur sefasına katılanlar, mangal keyfi yapanlar... Askere bile ne çok imkan sunabiliyor şu şehir...

Yarın ne yapacağımı hala bilmiyorum. Sanırım 17 Eylül'2 kilitlenmiş olmam beni İstanbul gibi bir şehirde bile çaresiz bırakıyor. Bir taraftahasret duyduklarım, sevdiklerim, bir tarafta özlem ile andığım şehir... Daha önceleri İstanbul sevgisinin öne geçtiği çok olmuştu. Ama artık askerlik dönemi bana bu durumun çoktan değiştiğini öğretti. İçinde sevdiklerimin olmadığı bir hayat hep yarımmış, İstanbul'da olsan bile...

İşte yarın sokaklarda hep yarım olarak gezeceğim. Diğer yarıma, sevdiklerime kavuşacağım günlerin özlemi, hasreti ile İstanbul'a bakacağım...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder